Cilt hastalıkları ve tedavileri

   
 


 

 

Ana Sayfa

Hakkımızda

Portal

İletişim

Eğitim

İslam Dini

Yayınevleri

Televizyon

Sözlük

Foto-Galeri

İddia

Rüya tabirleri

Burçlar

Webmaster Araçları

Tarih

Müzikler

Oyunlar

Hobiler-Örgü-Dantel

Sağlık

=> Cilt hastalıkları ve tedavileri

=> Başağrısı Nedenleri ve Tedavisi

=> Vitamin bulunduran yiyecekler

=> Sağlığa zararlı yiyecekler

=> Kemik gelişimi

=> Kalp hastalıkları

=> Nefes darlıgı nedir ?

Astronomi

Spor

Animasyonlar

Edebiyat

Teknoloji&İnternet

Kısa Öyküler

BDA

Roportajlar

cb

Medya

Video

Radyo

Top liste

Arama

 


     
 

Cilt Hastalıkları Tanı ve Tedavisi

Egzama

Atopik egzema, derinin enflamasyonu ile oluşan kronik bir hastalıktır. Sorun; derinin kızarması ve kaşıntıyla başlar, şiddetli durumlarda kabuklanma ve sızıntı görülebilir. Egzama kaşıntı gibi rahatsızlıklara neden olmasının yanı sıra; özellikle el ve kollarda hoş olmayan bir görüntü oluşturduğu için de hastanın yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilmektedir.

Hastalığın tedavi yöntemleriyle ilgili olarak, hastaların her safhada nemlendirici kullanmalarının yararlı olduğunu, alevlenmelerin şiddetlenmesi halinde antienflamatuar ilaçlar alınmasının gerekli olduğu söylenebilir.

Hastalığın tedavisi için birkaç yıl öncesine kadar sadece topikal steroidler kullanılıyordu. Kortizon içeren bu ilaçların uzun süreli kullanımında; derinin incelmesi, atrofi ve taleanjektazi, yani damarların yüzeyde belirginleşmesi gibi yan etkiler oluşabilmektedir.

Egzama tedavisinde son yıllarda kullanılan yöntemlerden biri de fototerapidir.

 

Mantar Enfeksiyonları

Cildin üst tabakasında tırnak ve saç gibi yerlerde üreyen, küf benzeri mantarlarla enfeksiyon olmasıdır. Geçiş genelde insandan insana veya hayvandan insana olabilir.

Nedeni

Mantar enfeksiyonu her yaşta olabilir. Tinea capitis (saç mantarı), tinea cruris (kasık mantarı) ve tinea pedis (ayak mantarı), tinea barbae (sakal), tinea unguim (tırnak) bazı mantar enfeksiyonlarıdır.

Şikayetler

Etkilenen bölgede kaşıntı, cilt lezyonları ve kızarıklık, halkasal şekilli lezyonlar, koyu veya açık renkli değişik alanlar gibi belirti ve şikayetlere neden olabilirler.

Tanı ve tedavi

Tanı esas olarak cildin görünümüne göre konur. Bazı mantarlar özel bir mavi ışıkla karanlık odada incelenirse floresan verirler. Kesin tanı mikroskopla alınan parçaların incelenmesi ile konur. Ciltten alınan kazıntı ayrıca laboratuara gönderilerek kültürde üremesi değerlendirilebilir.

Tedavide kişisel bakım çok önemlidir. Deri temiz ve kuru tutulmalıdır. Ciddi ve uzun süreli enfeksiyonlarda hekime başvurulmalıdır. Doktorunuz ağızdan kullanılan veya cilde sürülen ilaçlar önerecektir. Tedavi edilmediği zaman üzerinde bakterilerin üremesi ile ikincil bakteriyel enfeksiyonlar oluşabilir.

Önlem

Genel olarak iyi temizlik şartları enfeksiyonu önlemeye yardımcıdır. Mantarlar bulaşıcı olduğu için elbise, saç fırçası veya kişisel kullanılan gereçler risk grubunda olan veya mantar geçiren insanlarla paylaşılmamalıdır.

 

Vitiligo

 Vitiligo; pigment kaybı nedeniyle ciltte düzensiz beyaz alanların bulunduğu cilt sorunu olup her yaşta ortaya çıkabilmektedir. Ancak, genetik eğilimi olan veya koyu tenli kişilerde yatkınlık daha fazladır.

Bu rahatsızlığın nedeni tam olarak bilinmemekle beraber pigment üreten melanosit hücrelerinin deri veya çevre dokulara hasar vermeksizin kaybına bağlı olarak otoimmünite üzerinde durulmaktadır.Lezyonlar düz, pigmentasyonsuz, düzensiz ve koyu sınırlı olarak görülmektedir. Sıklıkla etkilenen bölgeler yüz, dirsekler ve dizler, eller ve ayaklar ve genital bölgedir. Ayrıca, travma ve basınç görmüş bölgeler de etkilenebilmektedir. Vitiligoda güneş yanığı gibi komplikasyonlar sıklıkla görülebilirken; Pernisiyöz anemi, Hipertiroidizm ve Addison hastalığı gibi sistemik hastalıklarla da ilişkili olabileceği bildirilmektedir. Fizik muayene ve sorgulama tanı konması için yeterlidir. Ek bir tanı yöntemine başvurulmasına gerek yoktur.

Vitiligo Tedavisindeki Gelişme;

Fotodinamik tedavi ve psödükatalaz krem ile vitiligo tedavisinde kolay ve etkili bir tedavi sağlamak mümkündür.Tedavide Psödokatalaz içeren bir krem vitiligodan etkilenmiş deri bölgelerine günde iki kez toplam 8 – 12 hafta süreyle uygulanıyor. Uygulanan kremdeki aktif madde "Psödokatalaz" vitiligo hastalarında deri içinde oluşan aşırı reaktif oksijen radikallerinin yok edilmesini sağlıyor. Bu sayede melanin pigment oluşum mekanizması tekrar çalışmaya başlıyor.

Bu tedaviye ek olarak haftada iki kez yoğun kırmızı ışık uygulayarak yapılan Fotodinamik tedavi ile deri içinde renk üreten hücreler uyarılarak daha hızlı kozmetik kapanma sağlanabilir.

Fotodinamik tedavi yanıta bağlı olarak 16 – 24 seans arasında uygulanmaktadır. Fotodinamik tedavide kullanılan ışığın Ultraviyole spektrumunda olmaması nedeniyle deride karsinojenik etki gibi risklerinin bulunmaması diğer bir avantajıdır.

 

Sedef Hastalığı

Neredeyse her 100 kişiden birinde görülen sedef hastalığı cilt üzerinde kırmızı lekeler üzerine beyaz pullanmalar şeklinde görülen bir rahatsızlıktır. Genetik eğilimli olduğu bilinen, fakat nedeni tam olarak anlaşılamayan sedef hastalığı hastanın yaşam kalitesini olumsuz etkileyen bir sorundur.

Genellikle sedef hastalığı olan kişilerin duygusal, hassas, çabuk üzülen yapıya sahip olmalarının yanında; güneş yanığı, bazı ilaçlar, boğaz iltihabı ve sürtünmeyle oluşan durumlar gibi nedenlerden de kaynaklandığı düşünülmektedir.

Saçlı deri, diz, dirsek ve sırtın alt kısmı sıklıkla tutulan bölgelerdir. Ancak vücudun diğer bölgelerinde görülebilecek şekilde de seyredebilir.

Nasıl Tedavi Edilir?

Genellikle güneşlenmenin sedef hastalarına çok iyi geldiği bilinmektedir. Ancak uzun süre güneşlenmenin ultraviyole ışınlarına maruz kalınacağı düşünüldüğünde, hastalığı tedavi ederken bir yandan da bu olumsuz ışınları ciltte barındırmak cilt yaşlanmasına ve hatta cilt kanserleri riskinin artmasına neden olabilir.

Ancak son yıllarda geliştirilen ışık tedavileriyle hem ultraviyolenin olumsuz etkilerinden kurtularak tedavinin etkinliğini arttırmak, hem de lokal olarak sadece sedefli bölgeye uygulanabilmesinin kolaylığını yaşamak mümkündür.

 

Akne

 Akne neden oluşur?

Akne ciltteki yağ bezlerinin fazla çalışarak tıkanması ve iltihaplanması sonucu meydana gelir. Androjen hormonuyla tetiklenen yağ bezeleri ciltte sebum (yağ) oluşumuna neden olur. Androjen erkek hormonu olmasına rağmen hem erkek hem kadın vücudunda bulunmaktadır. Bu hormon vücutta her yaşta bulunmaktadır ama en fazla ergenlik döneminde üretilir. Androjen seviyesinin yükselmesiyle yağ bezleri sebum salgılar ve bu yağlı madde genellikle cilde yayılır. Bu maddenin kümelenerek gözenekleri tıkamasıyla siyah nokta ve sivilceler oluşur. Zamanla sebum ciltteki kapalı gözenekler ve ciltte doğal olarak bulunan bakterilerle birleşerek ilerler ve farklı akne ceşitlerine neden olur. Orta dereceli akne ciltteki siyah noktalar, sivilceler, ufak kırmızı ve pembe şişkinliklerden oluşur, ileri seviyede daha ciddi akne vakalarında ise cildin altında gelişen, büyük ve ağrılı nodüllere rastlanır. Bu nodül ve kistler,  izlere yol açabilirler.

Tipik olarak ergenlik çağında hormonal değişimler ile başlayan akne sorunları, bazen ileri yaşlarda da ortaya çıkmaktadır. Özellikle kadınlarda 40'lı yaşlara kadar sürebilen akne, periyot dönemlerinde hormonal değişimlerden kaynaklanan sivilceleri de beraberinde getirmektedir.

Akne Tedavisi

Genellikle akne tedavisinde antibiyotikler yararlı etkiler göstermektedir. Ancak hekim gözetimi olmaksızın rastgele alınan antibiyotikler çeştili sorunlara neden olabilir. Bu nedenle ilaç tedavisi mutlaka bir hekim onayıyla olmalıdır.

Ayrıca akne tedavilerinde düzenli olarak klinik cilt bakımları yapılmalıdır.

Akne tedavisinde OMNILUX BLUE teknolojisinden de faydalanılabilir. Aknenin derecesine ve yaygınlığına bağlı olarak haftada 1 seans olmak üzere 5-10 seans önerilmektedir.

Günümüzde akne skarlarının tedavisinde ablatif ve non-ablatif fraksiyonel lazerler de kullanılmaktadır.

 

Siğil

Siğil, Human Papilloma virüs (HPV) adı verilen virüsün neden olduğu dermatolojik bir hastalıktır. Kişiler arasında doğrudan temas, ortak eşya kullanımı, ortak yaşam alanları (küvet, duş…) gibi yollarla oldukça kolay bulaşma özelliğine sahiptir.

Sıklıkla el (tırnak kenarı, avuç içi gibi), ayak tabanı, genital bölge ve yüzde yerleşen siğiller yerleşme alanlarına göre çok farklı şekil ve seyirde olabilir. Tedavi sonrasında tekrarlama riski temas, yetersiz tedavi veya kişinin vücut direncinin düşmesi durumunda ortaya çıkabilir.

Siğil Tedavisi

Siğil tedavisi siğil tipine, yerleşim bölgesine ve yaygınlığa göre değişmektedir. Yüz bölgesine yerleşen saplı siğillerde koter (yakma) tedavisi kullanılırken, sapsız siğillerde genellikle ilaç tedavisi tercih edilmektedir. Koter tedavisinde işlem öncesi uygulanan lokal anestezi ile herhangi bir acı duyulması tamamen engellenir. Tek siğil için tedavi süresi genellikle 5-10 dakika arasındadır. İşlem sonrasında tedavi bölgesinde oluşan kabuk 1 hafta gibi kısa bir sürede iyileşir. İşlem sonrası tedavi alanında herhangi bir iz kalmaz.

Genital bölgede yerleşen siğillerde partnerlerin birlikte muayene ve tedavisi gerekmektedir. Görünürdeki siğillerin tedavisi sonrası kalabilecek en ufak bir odaktan tekrar aktivasyon olabileceği için ayrıntılı muayene ve medikal tedavi yanı sıra koter, kriyoterapi gibi seçenekler de kullanılabilir. Özellikle bayanlar açısından rahim ağzı kanserinde önemli bir etken olan genital siğillerin tedavisi son derece önemlidir.

aysegulsaltat.com

 
 

Bugün 6 ziyaretçi (16 klik) kişi burdaydı!

 

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol